Alt ve aşağı anlamında kullanılır

Çift babafingolardan alttaki babafingo

Çift olan babafingo serenlerinden altta olanıdır. Üzerlerinde bulundukları ana direklerin isimleri ile anılırlar. (Pruva abaşo babafingo sereni, Grandi abaşo babafingo sereni, Mizana abaşo babafingo sereni.)

Gabya çubuğu üzerinde bulunan iki gabya sereninden altta olanıdır. Üzerlerinde bulundukları ana direklerin isimleri ile anılırlar.

Bir yelkenin alt yakası

Seren ve bumba cundalarından aşağı iki tarafa inen halatlar

Bir liman ağzını veya sahili belli bir mesafeden kuvvet kullanarak çevirmek, bunların dışarı ile irtibatlarını kesmek, giriş-çıkışı kontrol altında tutmak

Bir teknenin diğerine veya bir iskeleye yanaşması

Hisa edilmekte olan bir halatı veya vira edilmekte olan bir zinciri tut veya geçici olarak durdur anlamında verilen komut , bosaya vurmak

Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstesinden gelmek, deniz taşıtlarını yönetmek

Trinket ve mayıstra yelkenlerinin istinga edilmeleri için verilen komut

Gemi nakliyat şirketlerinin, gemilerini işlettikleri limanlarda gemilerine navlun temin etmek ve ticari işlerini yürütmek maksadıyla bulundurdukları yetkili şahıslardır.

Serenlerin aşırılabildiği kadar prasya edilmesi. Bir yere asılan veya çekilen veya su üzerinde yüzdürülerek getirilen herhangi bir cismin bir yere çarpmaması veya kendine yakın bir cisimle çarpışmaması için yapılan bir donanım (Açevele tutmak)

Açevele işlemini yapmakta kullanılan gönder

Rıhtıma aborda veya kıçtan kara olmuş bir geminin bulunduğu yerden avara ederek daha uzaktaki bir yere demirlemek için sahilden uzaklaşması.

Kıtalar arasındaki büyük denizlerdir. Diğer bir deyimle, denizin, herhangi bir devletin karasuları veya iç sularına dahil olmayan tüm kısımlarını kapsar. Açık denizler bütün devletlerin faydalanmalarına açıktır. Hiçbir devlet açık denizlerden yalnız kendisi yararlanamaz. Açık denizler karalardan farklı olarak mülkiyeti iktisap edilmek üzere işgal edilemez.

Bulunulması arzu edilen mesafeden bir sebep veya etki (rüzgar akıntı vb.) nedeniyle uzakta bulunmak

Serbest liman; ülkeler arası mal giriş ve çıkışlarında gümrük işlemi yapılmayan liman

Zincir kilitlerini birbirlerine eklemekte veya zincir üzerinde bulunan fırdöndünün iki ucundaki baklalara takılan ve gerektiği zaman kolay ve çabuk açılabilen bakla.

Filikalarda ve ufak deniz araçlarında dümeni istenilen tarafa basmak için dümen boğazına girecek şekilde bir ucu oyulmuş ve ağaç veya demirden yapılmış kol.

Çiposu kollarına dik olan demirlerdir. Çipolar bu tip demirlerin bir kısmında sabit, bir kısmında ise hareket edebilir şekilde yapılırlar. Bu tip demirlerin tutması diğerlerine nazaran daha fazladır.

Ağ ıslakken, ağ ipinin ve düğümünün kalınlığına bakılmaksızın gergin halde bir ağ gözünün birbirine karşılıklı iki düğümü arasındaki mesafe

Hisa veya laçka edilmekte olan bir halatın veya zincirin kısa bir zaman süresi için akışının durdurulması, tutulması için verilen komut [Aganta iskota, aganta borina borinata]

Bulunulan rotadan başka bir rotaya yavaş yavaş dönülmesi istenildiği zaman serdümene verilen komut

Dalga boyları ile dalga yükseklikleri büyük ve çarpma basınçları fazla olan denizler.

Ağır yüklerin kaldırılması sırasında kanca ağzının açılmaması için kanca ağızlarına yapılan bağ

Armuz kaplamanın (bindirme kaplamanın da] en üst sırası

Demir memesinin suya temas edecek şekilde fundoya hazır bulundurulması

Filika avara ettikten ve kürekler puta ettirildikten sonra küreklerin çekilmesi için verilen komut

Yalnız iskele taraftaki küreklerinin çekilmesi için verilen komut

Yalnız sancak taraftaki küreklerin çekmesi için verilen komut

Birbirleriyle anlaşamayan, birlik ve düzenlik görülmeyen gemi personeline verilen isim

Bordanın iç kısmı

Dümenin basılabildiği kadar bir tarafa basılması (Sancak alabanda, iskele alabanda)

Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi

Borinaları sonuna kadar lava edip yelkenleri rüzgarla doldurarak mümkün olduğu kadar rüzgara yakın seyretmek.

Odun, kömür taşımakta veya balık avlamakta kullanılan büyük kayık

Sahilde bulunmayan açıkta bekleyen. [Alargada bekle]

Bir geminin sahil ile ilişiğini kesip, sahilden uzaklaşması, açığa çıkıp yatması

Hep birlikte kürek çekmek için verilen komut.

Aksi yön veya duruma getirmek anlamında verilen komut. Bir filikanın kalastrasından kaldırılıp veya içeri vaziyette iken basılıp, dışarı çevrilmesi

Hazır olmak, hazır olarak apikoda beklemek. Alesta tramola [Tramola etmeye hazır ol] Alesta ferro [Demir atılmaya hazır]

Demirin fundoya hazırlanması için verilen komuttur. Bu komutun verilmesi ile ırgat kontrol edilir ve zincirin serbestçe akmasını sağlayacak her türlü önlem alınır, bosa pimleri serbest hale getirilir ve demirin ağırlığı yalnız bosa üzerine biner. Demirin fundoya hazır olduğu köprü üstüne “Alesta Ferro Sancak / İskele” denilerek bildirilir.

Yelkenle seyreden gemi ve deniz araçlarında tramola etmeye hazır olunması için verilen komut. Bu komuttan kısa bir süre sonra dümene basılır ve dönüş başlar. Bu arada hangi taraftan dönüş yapılacağını belirtmek için “Alesta orsa alabanda tramola” veya “Alesta boci alabanda tramola” şeklinde komut verilir.

Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen komut

Güneşin, ayın ve gezegenlerin doğuş ve batış zamanları ile seyir branşını ilgilendiren diğer astronomik bilgileri kapsayan ve her yıl yayınlanan kitap.

Bir yelkenin alt yakası, alt ve aşağı anlamında da kullanılır.

Tam boyları 8 metreden az ve motor gücüyle yürütülen amatör balıkçılık yapmak amacıyla kullanılan deniz aracı.

Sadece spor ve dinlence amacıyla yapılan, maddi ve ticari kazanç gayesi gütmeyen balıkçılık etkinliği.

Gemilerdeki eşyaların, yüklerin muhafaza edildikleri gemi dahilindeki bölgelerdir. Kullanıldıkları maksatlara göre isim alırlar. Ticaret gemilerinde ambarlar su geçirmez bölmelerle ayrılmıştır.

Yük konması veya çıkarılması için güvertelerin ambar hizalarına gelen kısımları

Ambarların kullanılmadığı zamanlarda kapatılması için kullanılan kalın tahta kalaslar veya kalın saçtan yapılmış kapaklar.

Gemilerdeki ana direklerin ana güverteden ıskaçaya kadar olan kısmı.

Bir devletin, bazı durumlarda diğer devlet gemilerine el koyması veya kendi karasuları içerisindeki gemilerin bu suları terk etmesini istemesi veya bunların belli malları taşımasını yasaklaması.

Trinket ve mayıstra yelkenlerinin açılmaları için verilen komut

Dört köşe bir yelkenin alt ve ön tarafındaki yaka [Karula yakası]

Ana direkleri yanlarından tutan sabit armalar

Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi

Ana direklerin kapelelerinden pruva yönüne doğru uzatılan tel veya lif halatlardan yapılmış sabit armalar

Postaların bağlandığı, baştan kıça kadar uzanan ağaç / demir kısım

Ana direk üzerinde bulunan serenlerdir. Bulundukları ana direklerin isimleri ile anılırlar. Pruva direğindekine trinket, grandi direğindekine mayıstra, mizanadakine foa denir.

Ana serenler üzerine açılan yelkenlerdir. Bu yelkenler açıldıkları ana serenlerin isimleri ile anılırlar. Trinket yelkeni, mayıstra yelkeni, foa yelkeni.

Bir akıntının, akış yönünün aksine doğru yön değiştirmesine denir. Anafor suları daha ziyade girinti ve çıkıntıları fazla olan sahillerde görülür.

Hareketli demir halka

Anelelerin açık olan taraflarını kapatmak için kullanılan demirden yapılmış pimlerdir. Anele harbileri kılavuzlu veya pimlide olabilir.

Zinciri demirin anelesine bağlayan ve bir ucu anele harbisi ile kapatılan bir tarafı yarım daire şeklinde diğer tarafı anele harbisinin geçmesi için yassıtılıp ortası delinmiş olan dökme demirden yapılmış kilitlerdir.

Rüzgarın saatteki hızını deniz mili olarak ölçen cihaz.

Kemere istikametinden gelen bordaya dik olarak esen rüzgar. Bu rüzgarı kullanarak seyretmeye apazlama seyir denir.

Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet; veya dikkatli olarak beklemek.

Demirler arasındaki mesafe ve zincirler arasındaki açı pek yakın olmamak üzere çifte demir atmaktır. Bu şekilde demirlemenin amacı dar olan liman sahalarında geminin gezmesine engel olmaktır.

Omuzluk;subay rütbelerini göstermek üzere omuzlarının üstünde elbiseye bağlı işaret

Ana limanlar arasında kalan ve zorunlu hallerde gidilen liman.

Sabit donanım [Direk çarmıhları, istralyalar] Geminin güvertesinden yukarıda bulunan direkler, serenleri ve bunlar üzerindeki halat donanımları ile kullanılan her türlü eçhize. Donanımların sabit olanlarına (ana), hareketli olanlarına (selviçe) denir.

Vasıfları bozulmuş ve kullanılmayan eski halatlara denir. Bu halatların kısmen sağlam kalmış olan kısımları ayrılarak örülür ve paspas veya palet yapmak için kullanılır.

Fırtına etkisi ile arma, seren ve yelkenlerin kopup uçması durumu

Burandaların (Hamakların) yatmak üzere erat mangalarında bulunan yerlerine kurulması. Arma buranda terimi aynı zamanda yatma saatini de ifade eder.

Direk ve direkler üzerindeki çubukların sert rüzgarlarda esnemesine engel olmak için ana armaların boşluklarını almak.

Herhangi bir şeyi kaldırmak, yerine koymak, bağlamak, hazırlamak.

Hareket edebilen armaların onarımı veya kışın yağmur ve kardan zarar görmemeleri için yelkenlerin aşağıya indirilmeleri.

Donanma

Armaları donatan, yerlerine koyan ve gemi dahilinde armalarla ilgili her türlü işleri gören yetişmiş personel.

Selviçeleri bağlamak üzere alabandalara konulan ağaç veya demirden yapılmış yerler.

Donatan.

Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi

Ahşap teknelerin kalafat edilmeleri için armuzlarda bulunan eski kalafat malzemelerinin çıkarılması suretiyle armuzları açmak.

Borda veya güverte kaplama tahtalarının uzunlamasına ve kenar kenara birleştirilmesi suretiyle yapılan bir kaplama usulü.

Tabura geçen personelin aynı hizada durabilmeleri için ayakkabı burunlarını armuz veya yerdeki çizgi hizasına getirmeleri.

Yelkenin, sancağın veya çubukların aşağıya indirilmesi [Arya sancak, arya kürek]

Çekilmeyip, puta vaziyetinde tutulan küreklerin içeri alınıp, palaları başa bakmak ve alabandalara yakın bulunacak şekilde oturaklar üzerine konması için verilen komut

Gemilerin kıç gönderlerine veya gizlere çekilen sancağın akşamları güneşin batışı ile birlikte tören ile indirilmesi.

Milli sancakların akşamları güneşin batışı ile indirilmesi, arya edilmesi zamanı. Arya sancak zamanından sonra demirleyen gemilerde demirin fundosu ile birlikte Milli sancak hiçbir tören yapılmadan arya edilir.

Yemek masalarının yemek zamanında yerlerinden alınarak yemek yemek üzere hazırlanması.

Her oturakta bir kürekçinin oturması ve kürekçilerin çapraz oturmaları suretiyle küreklerin düzenlenmesi. Daha ziyade kiklerde bu şekilde kürek çekilir.

Kavançalı seren yelkeni

Çımalarından biri kasalı, diğeri cevizli veya her iki çıması da dikişli izbiro

Bir demiri kaldırmak için bedenine konmuş olan mapa

Batma tehlikesinde olan bir geminin emniyetli bir mevkiye kadar getirilmesi için gemi bordasına alıp, bağlamak; Geçici olarak durdurmak.

Kaplama tahtaları için omurga ve bodoslamalara açılan oyuklar.

Herhangi bir işin yapılmasında kullanılan yardımcı alet ve malzeme.

Gemi, bot veya teknenin yanaşmış olduğu yerden ayrılması

Gemiye veya yüke, kendi yıpranmalarından veya buz, sis gibi doğa kuvvetlerinden yahut kaptan veya tayfa gibi yükle ilgili kimselerin eylemlerinden veya savaş sırasında uluslar arası deniz ticareti hukukunun içerdiği özel kuralların mülkiyeti korunmamasından dolayı ortaya çıkan maddi hasarlar ile olağanüstü giderler

Bir yere varmak

Lumbarağızları veya köprüstünde ayakların güverte ile temasını kesmek için ağaçtan yapılmış kafesler

Ayakkabıların altlarını silmek için eski halatların (Arma bozuntusu) örülmesi suretiyle yapılmış paletler; Paspas .

Donatılan bir halat bedeninin herhangi bir yerinden geçebilecek şekilde yapılmış mandallı ve menteşeli makara.

Ocak ayının sonlarına doğru esen şiddetli ve soğuk fırtına.

Zincirin ırgat çalıştırılarak aşağı alınması, indirilmesi.

Vardiya nöbetlerinin saat 16-18 ve 18-20’ye kadar olanları. Öksüz vardiya da denir.

Rüzgarı pupadan alarak seyreden yelken gemilerinde açevele gönderleri kullanılarak iskotaların birini sancak, diğerini iskele bordaya doğru açmak suretiyle yelkenlerin rüzgarla dolmasını sağlamak ve süratli gitme imkanını veren yelkenle seyir usulü.

Rotaları birbirlerine nazaran ters yönde veya bu yönlere yakın bir rota izleyerek yapılan seyir.

Akıntı veya rüzgar etkisi ile demir üzerinde yatan bir geminin demir yönünün aksi yönünde salması.

Kıç tarafları sivri olmayıp kemere istikametinde düz olan tekne.

Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha [Ayna kıçlı tekneler]

Bir teknede kıç taraftaki havuzda otururken arkaya dayanmak için konulmuş olan tahta levha

Gemilerde doktor yanından çalışan sıhhiye erleri